Tiroid bezi (genel bilinen ismiyle guatr bezi) boyun orta hatta yer alan ve vücudun metabolizma hızını ayarlayan hormonların üretildiği bir organdır. Guatr ise tiroid bezinin büyümesine verilen genel bir isimdir.
Birçok insanda tiroid bezinin içerisinde “nodül” ismi verilen oluşumlar meydana gelebilir. Bu sık görülen bir durumdur (bu nodüller ses tellerinde oluşan ve ses kısıklığına neden olan nodüllerden tamamen farklı olup arada sadece isim benzerliği vardır). Nodüller bir pirinç tanesinden ceviz büyüklüğüne kadar değişen boyutlarda karşımıza çıkabilir. En sık boyun orta hatta ele gelen şişlik olarak bulgu verirler. Birçok nodül iyi huylu olmakla birlikte bazıları kanser olarak karşımıza çıkabilir.
Bu noktada gerekli radyolojik incelemeler ile bu nodüllerin tetkik edilmesi ve şüpheli durumlarda mutlaka biyopsi (doku örneklemesi) yapılması gerekir. Biyopsi sonucu her zaman net olarak “temiz” veya “kanser” olarak sonuçlanmayabilir. Bazen kesin tanı konulamayabilir. Bu hastalarda yakın takip, biyopsi tekrarı veya ameliyat ile tiroid bezinin bir kısmı veya tamamının alınması gerekebilir.
Guatr (tiroid bezi büyümesi) nodüle bağlı olabilir veya olmayabilir. Bazı hastalarda nodül olmaksızın tiroid bezi ileri derecede büyümüş olabilir. Hastayı görsel (kozmetik) olarak rahatsız edebilir veya bezin hemen arkasında yer alan nefes borusuna baskı nedeniyle nefes darlığına yol açabilir. Bu durumda ameliyat ile bezin çıkarılması gerekebilir.
Eğer kanser veya kuvvetli kanser şüphesi şeklinde bir tanı varsa tedavide mutlaka cerrahi gerekir.
Bazı hastalarda ise kanser veya bezde büyüme olmaksızın bezin aşırı çalışması (hipertiroidi) söz konusu olabilir. Bu durumda da ilaç tedavisinin uzun dönem yan etkileri göz önünde bulundurularak cerrahi yapılabilir. Bu karar mutlaka endokrin doktoru ile birlikte alınmalıdır.
Tiroid bezinin tamamının veya bir kısmının cerrahi olarak çıkarıldığı bir işlemdir. Genel anestezi altında yapılır. Tüm ameliyatlarda karşımıza çıkan genel riskler (yara yeri enfeksiyonu, geç iyileşme, ameliyat bölgesinde kan toplanması gibi) dışında bu ameliyata özgü 2 önemli komplikasyon vardır. Bunlardan ilki ses kısıklığıdır. Bunun nedeni ses tellerini hareket ettiren sinirin tiroid bezin hemen komşuluğunda yer alması nedeniyle ameliyat sırasında geçici/kalıcı hasar görme riskidir. Bu riski en aza indirgemek için cerrahi tecrübe yanı sıra ameliyat sırasında nöromonitörizasyon (sinir fonksiyonlarının anlık takip edilebildiği elektronik bir sistem) kullanımı ve içerisinde özel mercekler bulunan cerrahi gözlük (surgical loupe) kullanımı büyük önem taşımaktadır. Diğer önemli komplikasyon ise tiroid bezinin hemen arkasında yer alan paratiroid bezinin zarar görmesi ve buna bağlı olarak kalsiyum dengesinde değişiklik olmasıdır. Bu daha hafif bir komplikasyon olup genelde ilaç tedavisiyle düzelmektedir.
Tiroid bez çıkartıldıktan sonra tiroid hormonları artık salgılanamayacağından hasta ömür boyu bu hormonların yerine geçecek bir hap kullanmalıdır. Hapın dozu belirli aralıklarla yapılacak kan testleri sonucu endokrinoloji uzmanı tarafından ayarlanmaktadır. Ameliyat eğer kanser nedeniyle yapılmışsa, patoloji sonucu ve hastanın bazı özellikleri dikkate alınarak radyoaktif iyot tedavisi (atom tedavisi) ve radyoterapi gibi ek tedaviler alması gerekebilir. Sonuç olarak bu hastaların cerrah, endokrinolog, radyolog, nükleer tıp uzmanı, radyasyon onkoloğu ve tıbbi onkologdan oluşan bir ekip tarafından uygun aralıklarla ve uygun şekilde takip edilmesi gerekmektedir.